Oyun Öğrenme Gelişim İlişkisi

Oyun Öğrenme Gelişim İlişkisi

Oyun Öğrenme Gelişim İlişkisi

Bireylerin, yaşantılarının her evresinde karşılaştıkları bilgiyi keyifli, doğru ve bilinçli şekilde anlamalarını, tüm duyularıyla öğrenmelerini ve insan merkezli yaklaşımın en önemli gerekçesi olan 'yaparak yaşayarak öğrenme'yi, oyun yöntemiyle bireyin yaşam boyu gelişiminin desteklenmesini öneren birçok çalışma mevcuttur. 

Çocukluktan hatta anne karnında başlayan gelişim ve öğrenme bir yaşam boyu sürer. Birey olabilmenin ve üretime entegre olabilmenin temelinde sağlıklı bir gelişim sergilemiş olmak gerekmektedir. Bilinç düzeyi yüksek bireyler için eğitim, beşikten başlayarak mezara kadar giden, bitmek bilmeyen bir süreci ifade etmektedir.

Eğitim, sadece bireyi özel bir beceriyle donatmak üzere talim ettirme şeklinde anlaşılıyorsa, bu etik açıdan eksik bir yaklaşım olacaktır. Oysa insanın bilişsel yönden de yetiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca öğrenme sürecinin hoşgörülü, yaratıcı, esnek, deneyimsel, motivasyonu yüksek olması, insanın gelişimini olumlu etkilemektedir. Bu sürecin başarılı olmasının yolu; öğrenme, gelişim ve oyun kavramları arasındaki ilişkinin doğru kurulması ile sağlanabilir. İnsanın en eski eylemi olan oyun oynamak, aslında canlıların tarihsel olarak gelişiminin davranışsal izdüşümüdür. Bunu gerçekleştirebilmenin en iyi yöntemlerinden biri oyun yoluyla öğrenmedir. Öğrenme; basit bir ifadeyle istenilen davranış değişikliğinin gerçekleşmesidir. Oyunun gelişimimize katkısı eğlence unsurlarını içerisinde barındırmasında, yaşayarak öğrenmede mevcuttur. İstenilen davranış değişikliğinin gerçekleşme sürecinin oyunlaştırılması yaşayan bir öğrenmedir.

Günümüzde gelişim oldukça büyük bir önem arz etmektedir ve ömür boyu devam edecek olan bu sürecin öğrenme ve oyun ilişkisi üzerinden görme çabası kayda değer bulunmalıdır.  Her bireyin yaşamın ilk yıllarından itibaren sosyal dünyayı en iyi bildiği metot ile yani oyun ile öğrenmesi hem kolay hem de etkili bir yol olacaktır. Bu kavramların önemli olduğu bir gelişim gösteren bireyler bilişsel ve davranışsal becerileri ile daha yaratıcı, üretken olurken, süreçten de keyif alacaklardır. Ayrıca farkındalığı ve empati becerileri de önemli düzeyde gelişme gösterecektir.

Geleneksel ezberci yöntemleri bir kenara bırakarak eğitimde oyun yöntemi ve tekniklerinden faydalanmak, günümüzün çok uyaranlı ve hızlı dünyasına karşı bireyleri savunmasız durumdan kurtarmak demektir. Çünkü oyunla öğrenme pek çok duyuşsal, bilişsel ve devinimsel alana hitap eder. İnsanların keyif aldıkları bir ortamda, gelişim göstermeleri öğrenmeye, merak etmeye, araştırmaya, sorgulamaya ve soru sormaya yönlendirir. Böylelikle, bireyler pasif durumdan çıkarak aktif şekilde bilginin peşine düşerler.

Bireyler yeni dahil oldukları ortamlarda, kabul görme kaygısı yaşarlar ve bu kaygı ileri düzeyde olursa onları yalnızlığa iter. Oyun yöntemi, onların ekip halinde hareket edebilmelerini kolaylaştırarak katılım ve bağlılık geliştirmelerine katkı sağlar. Kendilerini rahatça ifade edebilecekleri güvenli bir ortamda; karar verme, iletişim kurma, grupla birlikte hareket etme becerileri gelişir. Bir yetişkin, oyuna çocukların verdiği anlamı verebildiğinde kendi özüne ulaşabilecektir. Deneyimlerini, zihninin derinlikleriyle buluşturacak; belki de içgüdüsel dürtülerinin ötesinde bir keyfe kavuşacaktır. 



Yorumlar